Hipertansiyon
Yüksek Tansiyon
Tedavide kalıcı şifaya ulaşmak, ancak hastalıkların kaynağını ortadan kaldırmakla mümkündür. RTM, hastalıkları “kaynak-neden-sonuç” ilişkisi içinde değerlendirir ve “kaynağı” ortadan kaldırmayı planlayarak tedavi sürecinde kalıcı şifayı hedefler.
Hipertansiyon, yani tansiyon yüksekliği tüm dünyada ve ülkemizde en yaygın görülen kronik hastalıklardan biridir. Nüfusumuzun neredeyse üçte birinde görülen yüksek tansiyon rahatsızlığına karşı, erken müdahale ve düzenli tedavi büyük önem taşımaktadır.
RTM sisteminde Hipertansiyona yaklaşım modern ve diğer tıp ekollerinden oldukça farklıdır. RTM sisteminde hedef; direkt olarak Tansiyonu baskılayarak düşürmek değildir. Bireye özgü yüksek tansiyona sebep olan nedenlerin ortaya konup hastalığın kaynak kısmını tespit etmektir. Tedavide ise Yüksek Tansiyonun kaynak kısmı ortadan kaldırılarak, tansiyon değerlerinin normalleşmesi hedeflenmektedir.
Kısaca Hipertansiyona bakalım…
Hipertansiyon Nedir?
Hipertansiyon, tansiyon yüksekliği anlamına gelir. Tansiyon değerlerinin hipertansiyon olarak kabul edilmesi durumu da kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve konusunda uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Genel anlamda, büyük tansiyonun 120-130 ve küçük tansiyonun 70-90 değerleri üzerinde olması yüksek kabul edilir.
Hipertansiyon Belirtileri Nelerdir?
Unutulmamalıdır ki bazı vakalarda tansiyon seviyesi 180/110 ve üzerine çıkmadığı sürece herhangi bir yüksek tansiyon belirtisi görülmeyebilir. Bu nedenle bazı hastalar uzun yıllar hipertansiyon hastalığına sahip olduğunu bilmeden hayatına devam edebilir. Genel olarak en sık rastlanan belirtiler aşağıdaki gibidir:
Baş ağrısı ve/veya baş dönmesi
Kulaklarda çınlama
Nefes darlığı, halsizlik hissi
Kalp atışında düzensizlik ve kalpte ağrı
Sıklıkla ve özellikle gece uyanıp idrara çıkma
Bulanık ve/veya çift görme
Burun kanaması
Bacaklarda şişlik oluşması
Yüksek Tansiyonun Nedenleri Nelerdir?
Hipertansiyon vakalarının büyük bir kısmında tanımlanabilmiş bir neden bulunmayabilir. Bu tür vakalar Birincil (Primer) hipertansiyon olarak adlandırılır ve zaman içinde kademeli olarak gelişme gösterebilir.
Bazı kişilerde ise altta yatan tıbbi bir durumdan, ilaç kullanımı ya da bir hastalıktan kaynaklanan hipertansiyon görülebilir. İkincil hipertansiyon adı verilen bu tür, aniden ortaya çıkabilir ve birincil hipertansiyona kıyasla daha yüksek tansiyon seviyelerine sebep olabilir.
Örnek vermek gerekirse, diyabet, böbrek ve böbreküstü bezi sorunları, damarlardaki sorunlar, uyku apnesi ve tiroid bezindeki sorunlar yüksek tansiyona sebep olabilir. Ayrıca reçeteli veya reçetesiz satılan bazı ilaçlar, soğuk algınlığı ilaçları, doğum kontrol hapları, bazı ağrı kesiciler ve uyuşturucu maddeler de yüksek tansiyon nedeni olabilir.
Kalıtsal faktörler ve ilerleyen yaş da hipertansiyon nedenleri arasındadır. Stresli bir yaşam, sağlıksız ve dengesiz beslenme, fazla kilo alımı ve hareketsizlik, sigara ve aşırı alkol tüketimi de en önemli nedenler arasındadır. Bazı kişilerde hamileliğin de geçici veya kalıcı olarak hipertansiyona neden olduğu gözlemlenmiştir.
Yüksek Tansiyon Risk Faktörleri
Tansiyon ne kadar çok yükselirse ve bu yükseklik ne kadar uzun sürerse verdiği hasar da o kadar yüksek olur. Hipertansiyon sebebiyle damar duvarlarında oluşan aşırı basınç, hem organlara hem de damarlara zarar verebilir. Yüksek tansiyondan en çok etkilenen organlarise kalp, beyin, böbrekler, büyük atardamarlar ve gözlerdir.
Hipertansiyon kontrol altına alınmadığında damarların sertleşmesi ve kalınlaşmasına, yani Ateroskleroz’a neden olabilir. Bu da kalp krizi, felç ya da diğer istenmeyen durumlara yol açabilir. Kan basıncındaki yükselme damarların zayıflaması ve şişmesine sebep olarak, damar duvarında bir baloncuk yani Anevrizma oluşturabilir ve eğer patlarsa hayati tehlike yaratan bir iç kanamaya yol açabilir.
Hipertansiyon kalbin kan pompalamak için daha fazla efor harcamasını gerektirir. Bu da kalbin pompalama odasındaki duvarların kalınlaşması, yani Sol Ventrikül Hipertrofisi sorununa sebep olur. Kalınlaşan kaslar, ihtiyacı karşılamaya yetecek miktarda kanı vücuda pompalamakta zorlandığında Kalp Yetmezliği durumu gelişebilir.
Damar ve organlarda yol açabileceği pek çok sorunun yanı sıra, kontrolsüz hipertansiyon, düşünme, hatırlama ve öğrenme gibi bilişsel yetenekleri de olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, daralmış ya da tıkanmış arterler ve bir felç durumu beyine ulaşan kan akışını sınırlayarak Vasküler Demans’a neden olabilir.
Hipertansiyon Nasıl Teşhis Edilir?
Hipertansiyon teşhisi koyabilmek için, farklı tarihlerdeki muayenelerde ve tekrarlardaki kan basıncı ölçümünün, 140/90 değerinin üzerinde çıkması gerekir. İlave bilgi sahibi olmak ve tanıyı onaylamak amacıyla evde düzenli tansiyon ölçümü de istenebilir. Ayrıca teşhisin doğrulanması için 24 saatlik bir süre boyunca düzenli aralıklarla tansiyon ölçümü yapan ve kişinin değerlerindeki değişimi doğru bir şekilde tespit eden Holter cihazı ile kan basıncı takip edilir. EKG(Elektrokardiyogram) ve EKO (Ekokardiyografi) çekilir. Ek laboratuvar testlerinin ardından bütüncül bir değerlendirme sonucunda hipertansiyon tanısı konulur.
Normal Tansiyon
Normal tansiyon, bünyeye ve kişiye göre farklı değerlendirilebilir. Genel geçer ortalamadan söz edecek olursak, büyük tansiyonun 120-130 ve küçük tansiyonun 70-90 değerleri arasında olması ideal kabul edilir. Çocuk ve gençlerde ise daha düşük tansiyon değerleri normal kabul edilebilir.
Öncül Hipertansiyon
Tansiyon değerlerinin normal sınırların üstüne çıkmaya başladığı ilk aşamalar öncül hipertansiyon olarak adlandırılır.
1. Evre Hipertansiyon
140/90 ile 159/99 arasında ölçülen tansiyon değerleri 1. evre hipertansiyon olarak kabul edilir.
2. Evre Hipertansiyon
160/100 ile 179/109arasında ölçülen tansiyon değerleri 2. evre hipertansiyon olarak isimlendirilir.
3. Evre Hipertansiyon
180/110 ve üzerinde ölçülen tansiyon değerleri 3. evre hipertansiyon olarak adlandırılır.
RTM Sisteminde Hipertansiyon Yaklaşımı
RTM Sisteminde Hipertansiyon Hastalığının Nedeni
Bedenimiz iç ve dış etmenlere karşı sürekli bir denge içindedir. Bu denge ile yaşam gelişerek devam eder. RTM Sistemi kendine has tanı ve tedavi protokolleri içermektedir. RTM Sisteminde hastalıklar; iç ve dış olumsuz şartlara karşı yaşamın devam ettirilebilmesi için bedende oluşturulan yeni denge veya yeni ayar noktaları olarak görülmektedir.
Bedende yeni ayarların devreye girmesine neden olan Hastalık Triadı denilen kaynak modeli vardır. Bedende Kirlenme, Sistem Bozuklukları ve DNA’da Kod Değişikliğinin (Epigenetik) olduğu bu üçlü yapı hipertansiyonda şöyle işlemektedir;
Bedende Kirlenme; Çevreden maruz kaldığımız toksinler, ya da hücresel düzeyde devam eden metabolik faaliyetlerin artması sonucunda bedende toksik yük artışı olmaktadır. Bu toksik yüklerin hücresel düzeyden atılmak için DETOX Organlarına ( Karaciğer, Böbrek, Akciğer ve Deri) götürülmesi dolaşım sistemi marifetiyle olmaktadır. Kandaki toksik yükün artışı kanın VİSKOZİTESİNİ artırmaktadır. Artan viskozite ile kanın akışkanlığı azalır.
Sistemlerde Bozulma; Bedendeki kirlenmeye bağlı dolaşım sistemi etkilenebildiği gibi DETOX sistemlerindeki bozulmalara bağlı olarak da etkilenebilmektedir. Ya da genetik yapıdan gelen özelliklere bağlı olarak dolaşım sisteminde bozukluk söz konusu olmaktadır.
Bedenin Kirlenmesi ve Dolaşım Sistemindeki Bozulmalar neticesinde kanın viskozitesi artacak akışkanlığı azalacaktır. En uçtaki dokulara oksijen ve besin öğelerinin ulaşması güçleşecek ve doku açlığı meydana gelecektir. Beden bu durumu yenebilmek, hayatiyeti devam ettirebilmek için yeni tansiyon değerleri belirleyecektir. Bu değişiklik bedende bilgi değişikliği düzeyinde olacak ve en nihayetinde DNA’da kod değişikliği (EPİGENETİK DEĞİŞİKLİK) meydana gelecektir. Bilgi formundaki bu değişiklik neticesinde yeni tansiyon değerleri ile hayatiyetin devamı sağlanacaktır. Eskiden 120/70 ile sağlanan dolaşım, artık 140/90 ile sağlanacaktır. Bu yeni normallerin ayar noktasının adı hipertaniyondur.
RTM Sisteminde Hipertansiyon Hastalığının Tedavisi
RTM Sisteminde amaç direkt olarak ve sadece Yüksek Tansiyonu düşürmek değildir. Yukarıda bahsettiğimiz yüksek tansiyonun kaynağını oluşturan Hastalık Triadının ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. RTM Sisteminde buna Tedavi Triadı denmektedir.
Tedavi Triadı; bedende normal denge durumuna dönüş için detox sürecinin başlatılması, aksayan sistemlerdeki dengesizliğin giderilmesi ve DNA’daki epigenetik değişikliklerin tersine döndürülmesi süreçlerini kapsar ve bu süreç tamamen kişiye özgü planlanmaktadır.
Tedavi triadının ana omurgası RTM Fitoterapötikleridir. Fitoterapi protokolü kişinin ayrıntılı alınan anamnez, laboratuvar ve görüntüleme bulguları ve RTM kliniklerine özgü yapılan ölçümler değerlendirilerek belirlenmektedir. RTM Fitoterapi protokolü ile kaynak kısmını oluşturan hastalık traidı geri çekilerek tedavi uygulanmaktadır. Bitkilerin tohum kısımları ile bedenin bilgilendirilmesi sağlanarak yeni ayar sabitlerini belirleyen DNA’daki epigenetik değişikliklerin normale döndürülmesi hedeflenirken, bu bilginin normalleşmesi sürecine bedenin de uyum sağlaması, bedende detox faaliyetlerinin sağlanması, sistemlerin düzenlenmesi maksadıyla bitkilerin yapraksı kısımları kullanılarak tedavi triadı planlanmaktadır. Zaten hastalık triadını geri çektiğinizde beden kendiliğinden norm formuna geçecektir.
Hem bedeni desteklemek hem de tedavi sürecini hızlandırmak maksadıyla RTM fitoterapötiklerine ek olarak Ozon, Hacamat, Akupunktur, Manyetik alan tedavisi gibi 25’e yakın geleneksel tıp yöntemi hastanın ihtiyacına göre planlanmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Tansiyon Nasıl Düşer? Hangi Gıdalar Tansiyon Düşürür?
Öncelikle hastanın dinlenme pozisyonuna geçmesi ve rahatlaması sağlanmalıdır. Derin nefes alıp vererek sakinleşmelidir. Alın, şakaklar, eller, kollar ve ayaklara serin su uygulamak tansiyonun düşmesine yardımcı olabilir.
Tansiyon düşürmeye etkisi olduğu düşünülen gıdaların başında limon suyu ve sarımsak gelmektedir. Kekik ve kekik suyu tüketmek de yüksek tansiyon üzerinde etkili olabilir. Ayrıca tamamen tuzsuz olmak şartıyla yoğurt ve ayran da tansiyon seviyesini düşürebilir.
Potasyumdan bakımından zengin olan besinlerin de kan basıncını dengeleyici etkisi vardır. Başta patates ve muz olmak üzere, birçok sebze ve meyvede potasyum mevcuttur.
Yüksek Tansiyon Nelere Yol Açar?
Hipertansiyon en çok kalp, beyin, böbrekler, büyük atardamarlar ve gözleri etkiler. Kontrol altına alınmayan yüksek tansiyon uzun vadede geri dönüşü mümkün olmayan hasarlaraneden olur. Damar tıkanıklığı, felç, beyin kanaması gibi birçok hayati tehlikesi olan duruma yol açabilir.
Tansiyon Nedir, Türleri Nelerdir?
Kalpten pompalanan kanın, dolaşım sırasında damarlara uyguladığı basınç, tansiyon olarak adlandırılır. Kalbin kasılarak damarlara attığı kan basıncına Sistolik/Büyük tansiyon denir. Kalp gevşediğinde halen damarlarda bulunan kan basıncına ise Diastolik/Küçük tansiyon denir.
Yüksek Tansiyonu Neler Tetikler?
Aşırı tuz, alkol ve sigara kullanmak, hareketsiz yaşam, fazla kilolar, yoğun stres, sağlıksız gıda seçimi gibi faktörler tansiyon yükselmesini tetikler.
Hipertansiyonu Önlemek İçin Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Hipertansiyonun uzun vadeli olarak engellenmesi ve tedavisinde en önemli unsur aşağıdaki önerilere uygun olarak sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemektir.
Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmek
Düzenli olarak egzersiz yapmak, fiziksel aktiviteyi çoğaltmak
Vücut ağırlığını sağlıklı kabul edilen sınırlarda tutmak
Ne aktif ne de pasif olarak tütün dumanına maruz kalmamak
Stresten uzaklaşmak veya yönetebilmek
Fazlaca tuz tüketmemek
Kafein içeren ürünlerin tüketimini sınırlandırmak
Hipertansiyon Hastasına Evde Bakım Nasıl Yapılmalı?
Evde bakım sırasında düzenli tansiyon ölçümü ve takibi yapılmalı, periyodik doktor kontrolleri ve düzenli ilaçlar aksatılmamalıdır. Önerilen yönde sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz gibi yaşam tarzı değişikliklerinin yapılması önemlidir. Sigara içilmemeli ve alkol tüketimi en azından sınırlandırılmalıdır. Stres yönetimine dikkat edilmeli ve fırsat buldukça derin nefes egzersizi, kas gevşetme veya meditasyon benzeri başa çıkma teknikleri uygulanmalıdır.
Çocuklarda Yüksek Tansiyon Olur Mu?
Obezite, sağlıksız ve dengesiz beslenme, yeterli egzersiz yapmama, hareketsizlik gibi olumsuz yaşam koşulları, çocuklarda görülen hipertansiyon vakalarının artmasına yol açmaktadır. Ayrıcaçocuklardakiyüksek tansiyon vakaları genellikle böbrek ve kalp sorunlardan da kaynaklanabilir.
Stres Tansiyonu Çıkarır Mı?
Stres ve kaygı anlarında kan basıncı yükselebilir. Fakat daha tehlikeli olan stres ve kaygının uzun süre kalıcı olmasıdır. Böyledurumlarda kan basıncının kontrolü ve tedavisi güçleşir. Stres kontrolünü yeterince sağlayamayan kişilerde, en basit endişe, korku ve heyecan durumunda dahi kan basıncı ciddi düzeyde yükselebilir.
Tuz Kullanımının Fazla Olması Tansiyonu Yükseltir mi?
Fazla tuz ve sodyum tüketmek, vücutta tutulan sıvı miktarını, dolayısıyla da tansiyonu ciddi şekilde arttırır. Bununla birlikte potasyumun az tüketilmesi de da sorun yaratır çünkü potasyum, hücrelerdeki sodyum miktarını dengelemeye yardımcıdır.
Hipertansiyon İlaçları Cinsel Aktiviteyi Azaltır mı?
Yapılan araştırmalara göre hipertansiyon ilaçlarından ziyade, hipertansiyon rahatsızlığının kendisi cinsel fonksiyon bozukluğuna ve isteksizliğe yol açabilmektedir. Hem erkek hem de kadın hastalarda rastlanabilen bu durum, en çok da kan şekeri ve kolesterolü yüksek olan, fazla kilolu kişilerde görülebilmektedir.
Normal Tansiyon Değerleri Kaç Olmalıdır?
Kişinin bünyesine göre normal kabul edilecek olan tansiyon seviyesi değişiklik gösterebilir. Genel ortalamaya göre ise yetişkin bireyler için istirahat anındaki büyük tansiyon 120, küçük tansiyon 80 olmalıdır.
Sarımsak ve Limon Suyu Tansiyonu Düşürür mü?
Sıklıkla başvurulan bir yöntem olan sarımsak ve limon suyu tüketiminin tansiyonu düşürmeye yardımcı olduğu bilinmektedir. Burada önemli olan nokta asla tuz ilavesi yapılmaması gerektiğidir.
Hipertansiyon Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Altta yatan sorunun bulunup tamamen çözüldüğü durumlar hariç, hipertansiyon tedavisi genellikle ömür boyu sürer. Kullanılan ilaçlarla kan basıncı normal sınırlara düşse de, tedavi kesildiğinde tansiyon yine yükselecektir. Bu yüzden doktor onayı olmadan ilaç tedavisine ara verilmemelidir.
Evde Bilekten Yapılan Tansiyon Ölçümlerine Güvenilir mi?
Günümüz teknolojisinde bilekten ve koldan ölçüm yapan elektronik cihazlar oldukça gelişmiştir. Koldan yapılan ölçümlerin bileğe kıyasla daha doğru sonuç vereceği düşünülmektedir. Ancakyine dedijital bir cihazın doğruluğunu test etmek için, genelde en güvenilir seçenek olanmanuel bir tansiyon aleti ile sonuçların karşılaştırılması yerinde olur.
Tansiyon Ölçümü Doğru Şekilde Nasıl Yapılır?
Sakin, sessiz ve uygun ısıda bir ortam sağlamak gerekir
Özellikle fazla soğuk ve fazla sıcak ortamlarda tansiyon seviyesi doğru ölçülemeyebilir
Ölçüm öncesi en az yarım saat boyunca kafeinli içecekler, alkolveya sigara içilmemelidir
Hasta dik oturur bir pozisyonda ve en az 5 dakikadır dinleniyor olmalıdır
Herhangi bir aktivite yapılmışsa, ölçümden önce en az 30 dakika dinlenmiş olmak gerekir
Ölçüm esnasında bacak bacak üstüne atılmamalıdır, bacaklar aşağıya doğru sarkıtılmalıdır
Hastanın kolu kalp hizasında olmalıdır
Tansiyon aletinin kolu veya bileği yeterince sarmış olduğundan emin olunmalıdır
Tansiyon ölçümleri arasında en az 15 dakika beklenmelidir
Sabah uyanır uyanmaz yapılan ölçüm genelde biraz daha yüksek çıkabilir. Birsaat kadar dinlendikten sonra ölçmek daha güvenlidir
İdrara sıkışmış haldeyken tansiyon daha yüksek çıkabilir, idrara çıktıktan sonra ölçmek daha uygundur
Öfkeli, kaygılı, telaşlı bir durumdayken yapılan ölçüm yüksek çıkacaktır
Günde 2 kez düzenli ölçüm yapılırken sabah ve akşam saatlerini tercih etmek gerekir. Ancak sabah ölçümlerinin akşama oranla biraz daha yüksek çıkabileceği de ihtimaldir
Elektronik bir alet kullanılıyorsa pilin zayıf olması sonucun güvenli olmamasına sebep olacaktır
Ölçüm esnasında konuşulmamalı, sigara içilmemeli, gıda ve içecek tüketilmemelidir
Tansiyonu En Hızlı Ne Düşürür?
Baş, kollar ve ayaklara serin su uygulamak, sarımsak, limon ve kekik suyu tüketmek tansiyonun düşmesine yardımcı olabilir. Tansiyonu hızlıca düşürebilen bazı ilaçlar olsa da, kesinlikle doktor onayı olmadan kullanılmamalıdır.
Tansiyonu yükselten yiyecekler ve içecekler nelerdir?
Kafein içeren ve kolalı içecekler.
Tuz ve bol tuzlu gıdalar
Fastfood tarzı gıdalar.
Bol şekerli ve yağlı gıdalar
Fazla çay tüketimi
Margarinler ve diğer katkılı yağlar
Fazla ve sık alkol tüketimi
Şarküteri ürünleri
Panik Atak Sırasında Tansiyon Yükselir mi?
Panik atak esnasında yaşanan stres, korku ve kaygı durumu nabız ve tansiyonun yükselmesine neden olabilir.
Strese bağlı ve psikolojik tansiyon belirtileri nelerdir?
Enseden alına doğru yayılan baş ağrısı, baş dönmesi, kulaklarda uğultu ve çınlama, düzensiz kalp atışı, çarpıntı, kalp bölgesinde ağrı, terleme, sıkça idrara çıkma, aşırı kaygı ve heyecan hissi, burunda kanama gibi belirtiler görülebilmektedir.
Kekik Tansiyonu Düşürür mü?
Tek başına bir çözüm olmasa da, kekik ve kekik suyu tüketmek tansiyon düzenlenmesine yardımcı etkide bulunabilir.
Gece uyurken tansiyon çıkar mı?
Normal şartlarda gece uyku halindeyken tansiyon seviyesinin düşmesi beklenir. Ancak yüksek tansiyon vücudun kan basıncı sistemini ayarlayan bir takım mekanizmalar bozulmuş olduğundan bu hastalarda gece uykusunda tansiyon yükselmesi görülebilmektedir.
Yüksek tansiyonda üşüme olur mu?
Yüksek tansiyon vakalarında bazı hastalarda ayak üşümesi şikâyeti bildirilmiştir. Aynı şekilde düşük tansiyon durumunda da ayaklarda üşüme görülebilmektedir.
Yüksek tansiyonda başın neresi ağrır?
Yüksek tansiyon vakalarında meydana gelen baş ağrısının yeri çok tipiktir. Çoğunlukla ağrının ense kökünde olduğu görülmüştür. Buradan başlayan ağrı başın diğer taraflarına doğru yayılabilir.
Tansiyon yükselince terleme olur mu?
Yüksek tansiyonun en yaygın ama tehlikeli belirtilerinden biri de terlemedir. Normalde yaşanın çok üstündeki sıklıkta ve miktarda terleme yaşanıyorsa, kişide tansiyon yükselmesi ihtimali düşünülebilir.
Su içmek tansiyona iyi gelir mi?
Bolca su tüketmek tansiyon seviyesini dengede tutmaya yardımcı olur. Bunun yanı sıra tansiyonu yükseltecek içeceklerden ve gıdalardan uzak durarak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmek gereklidir.
Çay ve Kahve tansiyonu yükseltir mi?
Aşırı miktarlarda ve sık sık çay ve kahve tüketmek, içerdikleri kafein gibi uyarıcı maddeler sebebiyle tansiyonun yükselmesine neden olabilmektedir.
Sigara tansiyonu yükseltir mi?
Sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmanın tansiyon yükselmesinde direkt etkisi yokmuş gibi görünse de, sürekli kullanımı ile uzun vadede damarların kalınlaşmasına ve tıkanmasına neden olduğundan dolayı yüksek tansiyon hastalığının önemli bir tetikleyicisidir.
Tansiyon hastaları maden suyu içebilir mi?
Kaynağına göre değişmekle birlikte, maden suları çeşitli oranlarda sodyum içerebilir. Dolayısıyla yüksek tansiyon hastalarının aşırı miktarda maden suyu tüketmeleri tavsiye edilmemektedir.
Büyük tansiyon yüksekliği mi, küçük tansiyon yüksekliği mi önemlidir?
Her ikisinin de fazla yükselmesi kalp hastalığı ve diğer riskleri artırmaktadır. Ancak büyük tansiyonun yüksek olması daha önemlidir. Kan basıncı ne kadar yüksek olursa kalp ve damar hastalığı riski de o kadar artar.
Tansiyonun kontrol altına girmemesinin nedenleri nelerdir?
Hastanın uygulanan tedaviye uyumlu olmaması, uygun olmayan ilaç veya yetersiz ilaç dozu kullanılması, beslenme ve yaşam alışkanlıklarının düzeltilmemesi, aşırı şekilde tuz, sigara ve alkol tüketmeye devam edilmesi, hekim tavsiyelerine yeterince uyulmaması ve kontrole gidilmemesi, tansiyonun tedaviye dirençli tipte olması gibi nedenler tansiyonun kontrol altına alınmasını güçleştirebilir.
Dirençli tansiyon nedir?
Arada bir gerçekleşen ve sebepleri açıklanabilecek olan hafif tansiyon düşmeleri veya yükselmeleri endişe verici değildir. Ancak, dirençli tansiyon olarak tabir edilen, her türlü tedavinin gerçekleştiği durumda dahi, ısrarla ve sürekli yüksek olan tansiyon değerleri, altta yatan başka nedenlerin araştırılmasını gerektirir.
Dirençli tansiyona sebep olan ilaçlar var mıdır?
Sık kullanılan ağrı kesiciler ve soğuk algınlığı, romatizma ve zayıflatma ilaçları başta olmak üzere birçok ilaç yüksek tansiyonun tedaviye direnç göstermesine neden olabilir. Çok zorunlu olmadıkça ve doktorunuz tarafından tavsiye edilmedikçe bu tür ilaçları sürekli kullanmamak gerekmektedir. Mümkünse tedaviye yönelik başka yöntemler konusunda doktora danışılabilir.
İçindekiler
İçeriklerimiz sadece bilgilendirme amaçlıdır. Web sitemizde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.